26 Aralık 2012 Çarşamba

KAHVEHANELER ...



   Benim kahvehane ile tanışmam 1972 yılında, bitmek bilmeyen okul boykotları sırasında başladı.. 1980 yılında evlenmem ile son buldu. Aslında, 1975-1977 yılları arasında sık sık gittiğim yerlerdi.. Gittiğim ilk kahvehane Bornova'da idi.. İki yıl boyunca devamlı gittiğim iki kahvehane vardı. Önce rahmetli Osman Çırçır ağabey ile ortağı Karşıyakalı Yılmaz ağabeyin işlettiği, Göztepe İskele Gazinosu yanındaki kahvehaneye gittik, daha sonra da Göztepe Şortan Pastanesi yanındaki Göztepeliler Lokaline.. Orayı da, Allah uzun ömür versin, Ahmet Cücen işletiyordu.. Kasada "moruk" lakaplı, son derece gırgır yaşlıca biri vardı ama belleğim bana sık sık ihanet eder olduğundan, şu anda adını hatırlayamıyorum. Ama çay ocağının başında biri vardı ki o unutulmaz : Yıldıray..
   Osman ağabeyin kahvehanesi ilk açıldığında, Perşembe günleri yalnız hanımlara uygulaması başlattılar.. Bundan habersiz gittiğimiz ilk Perşembe günü de unutulmaz !.. İçeride bir curcuna ki görülmeye değer.. Bilardo masasının üzerinde küçük çocuğunun altını değiştiren bir hanımın görüntüsü şu an bile gözlerimin önünde !..  Ne günlerimiz geçti orada.. Bilardo, yeni öğrendiğimiz briç, ohel, king, maça kızı ve okey.. Epey doyurucu olmuş ki, evlendiğim 1980 yılından sonra bir kere bile adımımı atmadım !..



   Türk toplumunda kökü 16. yüzyıla kadar uzanan kahvehane kültürünün İzmir günlük yaşamında, 1950'li yıllarda da önemli bir yere sahip olduğu görülmektedir..
   Sigara, kahve, çay ve nargile içilen bu mekanların ; mahalle kahvesi, oyun kahvesi, esnaf kahvesi ve sabahçı kahvesi gibi birçok çeşidi vardır. O dönemin gazetecilerinden Nuran Yuluğ ; mahalle kahvelerinde ihtiyar ve orta yaşlılar uyuklamakta veya çeşitli konularda dedikodu ederken, gençlerin de camdan dışarıyı gözlediklerinden bahseder.
   Oyun kahvelerinde tavla, iskambil, altmışaltı, briç, bezik, domino, dama, bilardo ve hatta küçük çocuklar gibi meşe oynanırdı. Çok az kahvede de satranç bulunurdu..
   1950'li yılların İzmir'inde, özellikle Konak ve Kemeraltı çevresinde değişik eğilim ya da meslek gruplarından insanların bir araya geldikleri kahvehaneler vardı. Kemeraltı'da Şifa Eczanesi yakınındaki Hacıalipaşa Kahvesi ve Ragıppaşa Kıraathanesi de dönemin seçkin insanlarının buluşma yerlerinden idi.. İstanbul Şehir Tiyatrosu sanatçıları İzmir'e geldiğinde Ragıppaşa Oteli'nde konaklarlar ve Ragıppaşa Kıraathanesi'nde oyalanırlardı..
   Şükran Lokantası'nın ön tarafında yer alan Şükran Kahvesi ise daha çok öğretmen ve aydın memurların buluşma yeriydi.



   1950'li yılların İzmir'indeki ünlü kahvehanelere bir göz atılacak olursa akla ilk gelenlerden biri, Ballıkuyu'daki Mumcu Kahvesi'dir. 150 yıllık kahvehanenin ilk sahibi, Mumcuzadeler'den Mustafa Bey'dir. Çevredeki Museviler de çoğunlukla bu kahveye giderek meşe oynamaktaydılar.. 1940'lı yılların sonları ve 1950'li yılların başlarında Eşrefpaşa'lı bıçkınların takıldığı bir mekan olarak da ünlenmişti. Kahvehanede koç ve horoz dövüşleri de yapılıyordu..1950'li yılların ortalarında ise, Zeki Müren ve Müzeyyen Senar burada konser vermişlerdi..
   Halil Rıfat Paşa'daki, adını kurucusunun fayton plakasından alan, "Doksan beşin kahvesi" de bu yılların ünlü kahvehanelerindendir..
   Yenişehir Caddesi üzerinde aynalı ve camlı kahvehaneler bulunuyordu. 1950'lerde İzmir Belediye Meclis Üyesi İsmet Uç'un kahvesi, DP'lilerin önemli siyasi toplantılarının yapıldığı bir yerdi..
   Tepecik'deki Aynalı Kahve ve İkiçeşmelik'teki Sanatkarlar Kahvesi, herhangi bir eğlence düzenleneceğinde sanatçı bulmak amacıyla gidilen mekanlardı..
   Altınpark'da Osman Alyanak'ın kahvesi (İhsan Alyanak'ın babası) , Dönertaş'ta Hatuniye Kahvesi, Altınordu Lokali ve Damacılar Kahvesi, Dönertaş'ın karşısındaki Emin'in kahvesi, diğer önemli mekanlardandı..



   Karşıyaka'da ise ; İstasyon Kahvesi, Santral Kahvesi, Fatma Hanım'ın Kahvesi ve Zeki'nin Kahvesi bulunmaktaydı.
   Nargileleriyle ünlü kahvehaneler ise şöyle sıralanıyordu :
Şadırvanaltı Camii yakınındaki Cevdet'in Kahvesi, Kızlarağası Hanı yakınlarındaki kahveler, Kemahlı Kahvesi, Fuar içindeki Menekşe ve Villa Çay Kahvehaneleri, Bostanlı'daki Egemen Kahvesi, Güzelyalı'da Levent'in Yeri ve Eşrefpaşa'daki Hakkı'nın Yeri... Altınpark'taki Osman Alyanak'ın kahvesinde 50-60 nargile bulunurdu ve her nargilenin bir sahibi vardı !.. Akşam camiden çıkan müdavimlerin nargileleri önceden hazırlanır ve sahibi gelir gelmez hemen yakılırdı..
   Fuar'daki Villa Çay adeta bir kahvehanecilik okuluydu. Pek çok kahvehane sahibi buradan yetişmişti..

 

HÜLYA GÖLGESİZ GEDİKLER'in "1950'li Yılların İzmir'i" adlı kitabından alıntılar yapılmıştır.. 
   

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder