İzmir'de, İzmirlilerin şans oyunlarına olan düşkünlüklerinden yararlanmak üzere, bazı tacirler tarafından bir takım değişik yöntemler geliştirilmiştir. Bu amaçla 19. yüzyılın ilk yarısında bile, kentte sık sık özel bir takım piyangolar düzenlenmekte ve bunlar İzmir gazetelerinde halka duyurulmaktadır...
5 Ocak 1834 tarihli "Journal de Smyrne" gazetesinden ;
"Tanınmış bir marka, şahane altın saat !
Piyangoya 80 bilet konmuş olup, bunların her biri 10 kuruşa satılmaktadır. Halen 28 bilet kalmıştır. Çekiliş, saatin şu anda bulunduğu ve biletlerin de satılmakta olduğu, marinadaki Alberti kahvesinde yapılacaktır.."
Yine aynı tarihli ve aynı gazeteden :
"Kendi özel rıhtımı olan bahçeli kent evi !
Ev, marinanın Punta (Alsancak) yönünde, İsveç Konsolosluğu'nun karşısında, M.Lanthois'nın oturduğu evin bitişiğindedir. Yeni ve sağlam yapılmıştır ve aranan her türlü konfora sahiptir. Karşısındaki rıhtım parçası da söz konusu mülkiyet içinde olup, evin tahmini bedeli 30.000 kuruşun üzerindedir.."
Gazete haberlerinden bu evin de piyangoya çıkarılmış olduğunu öğreniyoruz..
12 Temmuz 1834 tarihli "Journal de Smyrne" gazetesinden ;
"Büyük, saat başlarında ve çeyreklerde çalan bir kum saati !
Piyango 190 biletten ibarettir ve biletlerin bir kısmı şimdiden satılmıştır. Biletlerin satışı tamamlandığında, çekiliş halkın gözü önünde Barbaresk Hanının kapısı önünde yapılacaktır. İlgilenenlerin Frenk Gümrüğü yakınında ve Bedesten karşısında M. Sergio Simorian'a başvurması rica olunur.."
Yardım amaçlı piyangoların ise daha çok Türkler ve Museviler arasında yapıldığı görülür. Örneğin 1866 yılında, geliri Islahhanenin günlük giderleri ve cezaevinde yapılması planlanan atölyelerin inşasına sarf edilmek üzere bir piyango düzenlendiğini, 1 Aralık 1886 tarihli "Hizmet" gazetesinden öğreniyoruz..
Yine "Hizmet" gazetesinin 15 Mart ve 19 Nisan 1890 tarihli nüshalarından öğrendiğimize göre ; Islahhane yararına düzenlenen piyango çekilişlerinden birinin 1890 yılı ortalarına rastladığı açıklanırken, ikramiyeler hakkında da bilgi verilmiş ve büyük ikramiyenin 10.000 kuruş olduğu, diğer ikramiyelerin 5.000, 4.000 ve 3.000 kuruş olarak bunu izlediği söylenmiş, ayrıca, iki bilete 2.000, üç bilete 1.500, üç bilete 1.000 ve on bir bilete 500 kuruş ikramiye isabet ettiğinden de bahsedilmiştir..
3 Eylül 1889 tarihli "Hizmet" gazetesi şu satırlara yer vermiştir :
"...Kadınlarımızdan bazılarının açık saçık Kordon'larda, Göztepe'lerde dolaştıklarını daha önce de yazmıştık. Bu ihtarımızın semeresini görmek umudunda iken dün de padişahın tahta geçişinin yıldönümü onuruna düzenlenen 'Şehrayin' gecesi, dört kadının bir de ufak kız çocuğuyla birlikte adeta başörtüleriyle Kordon'da faytonla gezdiklerini gördük..
Aynı gazetenin 7 Ocak 1890 nüshasında ise, şu satırlara rastlanmakta :
"Şu aralık kentimizde, bazı kadınların ferace ve çarşaf yerine alafranga manto giydikleri ve malum olduğu üzere, işbu mantoları gayet dar olmak nedeniyle içindekinin vücudunun tüm hatlarını ortaya çıkardığı ve buna ilaveten, peçeler dahi, baştan arkaya atılmak suretiyle yüzün kapanması hususuna da riayet edilmediği görülüyor. İslam kadınları için tesettür, bir şeriat emri olarak İslam kadınlarının ırz ve namusunun korunmasını amaçladığından, bu emre riayet, bizim için en mukaddes görevlerden biridir. Avrupalıların taklit edilecek bir şeyleri varsa o da ilim ve fendeki ilerlemelerinden ibaret olup, yoksa onlarda da çeşitli kötülüklere neden olabilen tesettüre karşı eğilim, bizde de pek büyük fenalıkları sonuçlandıracağından, bu türlü kadınların velilerinin dikkat etmesi gerekir. Biz şimdilik bu kadar yazıyoruz. Ancak, bu yazımız da semere vermezse, bu kadınların kimler olduğunu, alenen beyana mecbur kalacağız.."
İzmir'de kadınların toplum yaşamında erkeklerden ayrı tutulması çabasının en çok zorlandığı yerler, toplu taşıma araçları olmaktadır. 7 Eylül 1902 tarihli "Ahenk" gazetesinde çıkan bir yazıda ; kent çevresinde yer alan Narlıdere, Balçova, Çiftlik ve Kilizman gibi yerlere işleyen yük arabalarına bazen çeşitli milletlere mensup kadın ve erkeklerin beraberce bindiklerinin görüldüğü, ancak Türk hanımları için böyle bir davranışın din açısından hatalı olacağı belirtilmekte ve bu nedenle ; hem arabacılara bu konuda tembihatta bulunulması, hem de Göztepe karakolunda görevli memurlara gereken talimatın verilmesi için konunun İzmir Polis Müdürlüğüne intikal ettirilmesi istenmektedir...
15 Kasım 1890 tarihli "Hizmet" gazetesinin haberine göre ; 8 Kasım 1890 Cumartesi günü Bornova'da bir futbol maçı oynanmıştır. Osmanlı topraklarındaki bu "ilk maç" ile ilgili haber şöyledir :
"Geçen Cumartesi, Bornova'da kentimiz İngiliz gençleriyle İngiliz donanması mürettebat ve subaylarından oluşturulan iki takım arasında , İngilizlere mahsus futbol nam top oyunu icra olunmuş ve daha sonra bir müsamere düzenlenip dans edilmiştir.."
Futbol maçlarının o yıllarda, İzmir'deki İngilizler arasında her yıl tekrarlanan bir alışkanlık haline geldiği görülüyor. 1893 yılının son gününde böyle bir karşılaşmada, Bornova'da ve İzmir'de oturan İngilizlerin kurduğu takımlar arasında yapılan maçı Bornovalıların kazandığını 2 Ocak 1894 tarihli "Hizmet" gazetesinden öğreniyoruz..
1897 yılı Ocak ayında düzenlenen bir turnuvada, "Smyrna Club" futbol takımının birinci olduğu da, aynı gazetenin 23 Ocak 1894 tarihli nüshasından okunabilir..
27 Mart 1902 tarihli "Ahenk" gazetesinde ; limanda bulunan İngiliz donanması subaylarından oluşan bir takımla, Bornova'daki İngiliz Kulübü arasında, 1902 yılının Mart ayı ortalarında, gazetede 'top oyunu' diye tanımlanan bir karşılaşma daha yapıldığı yazıyor. Donanma takımının 20, Bornova Kulübünün 10 sayı yaptıkları belirtilen bu karşılaşmanın ne olduğu, doğrusu pek de anlaşılamamaktadır...
RAUF BEYRU'nun "19. Yüzyılda İzmir'de Yaşam" adlı kitabından derlenmiştir..