23 Ekim 2012 Salı

İZMİR'İN YOLLARINDA ...

   İzmir'de "yukarı" semtlerin yol sorununu çözmek için yapılan çalışmaların ilki, Eşrefpaşa-Ballıkuyu yolunun açılmasıdır. Belediye Başkanı Rauf Onursal tarafından, 19 Ağustos 1951 günü gerçekleştirilen bu açılışla, yukarı mahallelerde oturan en az üç bin aile, dakikalarca yol yürümekten kurtulmuştur..
   Konak'ı Eşrefpaşa, yukarı mahalleler ve yeni açılan Mısırlı Caddesi'ne ( Hatay/İnönü ) bağlayan varyant yolun yapılması da 1950 yılında karara bağlanmıştır.. Müteahhitliğini Niyazi Ersoy'un üstlendiği bu yol, on iki metre genişliğinde, yer yer viyadük köprüler üzerinde yer almıştır. İki aşamada tamamlanan yolun yapımına 1 Aralık 1950'de başlanmıştır. Yapımı aşamasında "Vali Rahmi Bey", sonradan da "Birleşmiş Milletler Caddesi" olarak adlandırılmıştır. Yolun Konak'tan Halil Rıfat Paşa'ya kadar olan birinci bölümü 25 Mart 1952'de trafiğe açılmıştır. Yaya kaldırımıyla birlikte on üç metre genişliğindeki yol, % 7'lik bir eğime sahiptir..
   Bu yolun bir başka özelliği de, mozaik parke döşenen ilk yol olmasıdır. İkinci bölümü 1953 yılında tamamlanabilen yol 1030 metre uzunluğundadır ve o dönemde sadece yukarı mahallelerden Konak'a iniş yolu olarak kullanılmaktadır. Çıkış da İkiçeşmelik'in dar yokuşundan yapılmaktadır.
   Dönemin İzmirli taksi şoförlerinden Ahmet Gürbüz, İstanbullu şoförlerin bile, "Bu yolda ne var, İzmir'deki İkiçeşmelik yokuşunu bir görmelisin.." diye konuştuklarını anlatır..
   1950'lerin ortalarında Hatay Caddesi Üçkuyular'a kadar uzatılır, İkiçeşmelik yokuşu da bu arada genişletilir..
   Yine 1950'lerde, sahil kesiminde oturan halkın en çok yakındığı konulardan biri ; Midhatpaşa Caddesi üzerinde yapılan çalışmalardır. Tramvaylar kaldırıldığından dolayı şimdi sıra yollardaki tramvay raylarının sökülmesine gelmiştir. Güzelyalı-Konak arasındaki raylar, sökülmeden önce, 6.065 metredir. Bir yandan raylar sökülürken diğer yandan yollar onarılmakta, aynı anda kanalizasyon çalışmaları devam etmektedir.. Fakat çalışmalar çok uzun sürmüştür.. Gazeteler bu çileli bekleyişin tepkisini, halkın sesi olarak, şöyle dillendirmişlerdir : Örneğin, 14 Mayıs ve 25 Mayıs 1954 tarihli Yeni Asır'da Haluk Cansın ; yolun Ankara Palas ile Kız Lisesi arasındaki bölümünde yalnızca on dört işçinin çalıştırılmasını, çoğu yerde üç beş işçinin yalnızca gündüz saatlerinde çalıştırılmasını eleştirmektedir. Bir örnek olarak, İstanbul Beyoğlu'ndaki İstiklal Caddesi yol onarım çalışmalarını göstermektedir. Çok sayıda işçi, gece gündüz demeden çalışarak, yolu on yedi günde bitirmişlerdir..
   Yavuz İsmet Anıl da, 10 Haziran 1954 tarihli Ege Ekspres gazetesinde şunları yazmıştır :
"Şimdi Konak'tan Kokaryalı'ya kadar uzanan cadde hummalı ( ! ) bir tamir faaliyetiyle delik deşik durumda. Parke taşları ve demir raylar yerlerinden kaldırılmış, kaldırımlar bozulmuş.. Velhasıl trafiğe engel olmak için, koskoca caddede hafriyat yapılmadık bir karış yer kalmamış. Belediye otobüsleri, taksiler, yük arabaları, otomobiller kendilerine yol bulabilmek endişesiyle şehrin dört bir tarafını fır dönüyor. Arabaların klakson ve düdük seslerinden geçilmez oldu.."
   İzmir'de tarfiğe kayıtlı otomobil sayısı 1950 yılında 950 iken ; 1954'de 2.129'a, 1960'da ise 4.145'e çıkar. Bu bahsettiğimiz yol çalışmalarının yapıldığı 1954 yılında ; trafiğe kayıtlı otomobil, otobüs ve kamyonların toplam sayısı, sadece 4.012'dir !.. Toplam araç bu kadarcıkken çıkan gürültüye bakın !.. Hem de sadece bir caddede.. Bugünün şartlarıyla akıl ve havsalanın alacağı gibi değil..
   Doğduğum yılda, 1953'de, İzmir trafiğine kayıtlı 2.088 otomobilin, markalarına göre dökümü ise şöyledir :
Austin : 81,  Buick : 73, Chevrolet : 232, Chyrsler : 19, Citroen : 20, Desoto : 101, Dodge : 132,
Ford : 213, Hillman : 84, Hudson : 11, Jeep : 187, Mercury : 55, Morris : 14, Nash : 10, Oldsmobile : 48, Packard : 21, Studebaker : 50, diğer markalar : 600, bilinmeyen : 11....
   Görüldüğü gibi büyük çoğunluğu ABD markaları.. DP iktidarından sonra gelişen ilişkilerin, Nato'ya girişin etkileri çok tabii ki..
   Eski taksi şoförü Ahmet Gürbüz ; çok sağlam olmasına rağmen sekiz silindirli olması nedeniyle çok yakan FORD için, "Al bir Ford. Ya bir Lord ol, ya da mort" dendiğini ; çok rahat olduğu, süspansiyonu güçlü CHEVROLET için,  "Al bir Şevrole, kullan güle güle" dendiğini ; az yakıt yakan OPEL için de, "Al bir Opel, doldur cebine papel.." teranesinin yakıştırıldığını anlatır..
   Güzelyalı-Konak hattında çalışan on yedi tramvayın yılda ortalama taşıdığı yolcu sayısı 9 binin biraz üzerindedir.
   Troleybüs seferleri ise, 20 Ağustos 1954 tarihinde başlar.. Avrupa'dan sipariş edilen ilk troleybüsler, Avrupa'da kasabalarda kullanılan ve 45 kişi oturma kapasiteli küçük tiplerden olmaları nedeniyle eleştirilmiş ; yetkililer ise Midhatpaşa Caddesi'nin bazı yerlerinin çok dar olması nedeniyle böyle yaptıklarını ifade etmişlerdir..
   Bu yollar, sonunda benim de yakıtımı bitirdi.. Esen kalınız..

 





















( HÜLYA GÖLGESİZ GEDİKLER'İN "1950'Lİ YILLARDA İZMİR" ADLI KİTABINDAN HIRSIZLIKLAR YAPTIM !.. ) 

   

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder