19 Ocak 2015 Pazartesi
1930'LU YILLARIN İZMİR'İNDEN EĞLENCE YERİ HABERLERİ
25 Kasım 1933 tarihli "Anadolu Gazetesi"nden bir ilan :
"Türkiye'nin en meşhur ve en kıymetli, İzmir'de İkinci Beyler Sokağı'nda eski 'Dedezadeler' ve 'Yeni Taflan Gazinosu'nda masa angaje etmekte acele ediniz."
Gazinoya, açıldıktan bir ay sonra, 14 Aralık 1933 Perşembe günü ünlü bir de konuk gelmiştir : Ticaret Vekili Celal (Bayar) Bey...
"İzmir ve Havalisi Asarıatika Muhipleri Cemiyeti" yayınlarından, Sayı.XI, "İZMİR Rehberi 1934"e göre YAZLIK GAZİNOLAR...
HALKEVİ GAZİNOSU : Bahribaba Parkı civarında, deniz kenarındadır. Alaturka-Alafranga müzik vardır. İmbata karşı olduğundan serindir. İlkbahar ve Yaz mevsiminde açıktır.
ZÜHRE GAZİNOSU : Alsancak'ta deniz üzerindedir. Yaz mevsimi açılır ve alafranga müzik vardır.
DARAĞAÇ BOMONTİ FABRİKASI BAHÇESİ : Darağacı'nda, Halkapınar Suyu'nun deposunu havi (içinde bulunduran), vasi (geniş) bahçe içindedir. Bomonti Fabrikası'nın en taze ve ucuz biralarını, yazın sıcak günlerinde halka, bardak ve fıçılarda satar.
KARŞIYAKA BELEDİYE SAHİL GAZİNOSU : Karşıyaka İskelesi yanında, deniz kenarındadır. Yaz mevsiminde Karşıyaka halkının yegane eğlence mahallidir. Alaturka müzik vardır.
İNCİRALTI : İzmir civarının nihayet noktası olan Güzelyalı'dan, otomobil ile 15 dakika mesafede ve deniz kenarındadır. Emsalsiz plajları olduğundan, yazın pek çok rağbet görmektedir. Mevkii latif, havası da güzel ve serindir. Cuma günleri Körfez Vapur Şirketi hususi vapur seferleri yapmakta olduğundan, pek çok halk oraya gidip hem banyo yapar, hem de gazinolarda eğlenirler..
SİNEKLİ GAZİNOSU : İzmir'in doğu tarafında, meşhur viyadüklerin civarında ve tarihi Meles Çayı kenarındadır. Araba ve otomobillerle gidilir. İzmir'in dağ mahalleleri halkına yegane teferrüç (gezinti, ferahlama) yeridir.
BELEDİYE PARK GAZİNOSU : Bahribaba Parkı'nın deniz kenarına gelen kısmındadır. Şehrin merkezinde olduğundan, yazın ahalinin en çok rağbet ettiği yerlerden birisidir. Alaturka ve Alafranga müzik vardır.
9 Temmuz 1934 gazetelerinden bir ilan :
"Göztepe şenleniyor.. Vapur İskelesinde 'ZAMAN Gazinosu ve Aile Bahçesi', Kenan Bey idaresinde açıldı.."
FUAR GAZİNOSU : Lozan girişindeki Kaskatlı Havuz'un olduğu yerde ; o dönemin "Gazino Kralları" olarak adlandırılan Tevfik ve Kamil (Esen) Bey kardeşlerin işlettikleri gazinodur.
6 Mayıs 1936'da temel atma işleri bitmiş ve beton duvar inşaatına başlanmıştır..
21 Nisan 1937 tarihli Yeni Asır gazetesinde çıkan haber :
"Kültürpark'taki Fuar Gazinosu'nun genişletilmesi takarrür etmiştir (karar verilmiştir). Şimdiki haliyle 150 kişiyi istiap eden (alan) büyük salonun hiç olmazsa 250 kişi alabilmesi temin olunacaktır. Bu maksatla müzik yeri değiştirilecek, mutfak bodrum katına alınacaktır. Bu suretle Fuar Gazinosu salonu İzmir'in en geniş bir salonu haline gelecektir. Bundan başka, gazinonun dışarısında oturabilmek için koltuklar konacak ve gazinoda üç salon için, üç türlü fiyat listesi yapılacaktır: En ucuz, orta ve en yüksek..
"Dört kap yemekli bir tabldot 40 kuruş, İkinci nevi 60 kuruş, en iyisi 70 kuruş olacaktır. Salondan müzik hoparlör vasıtasıyla etrafa yayılacak ve gazinonun önüne de betondan bir teras uzatılacaktır. Büyük antreden başlayan beton yol gazinoya kadar uzatılacağı için, gazino önünde de ayrı bir dans yeri yapılacaktır."
Bu gazinoda 16 Mayıs 1937'den itibaren caz konserlerine de başlanmıştır..
İkinci Dünya Savaşı yıllarında, İzmir'de FRAGGIACOMO Oteli'nin altındaki KLONARIDI Gazinosu ile ; en kibar gazino olarak tanımlanan, yazlık bölümünde müzikli, hoş zaman geçirilen "CAFE de PARIS" gazinosu da sevilen yerlerdendi..
Klonaridi Gazinosu müdavimleri arasında Adnan Menderes de vardı..
Özetle o yıllarda, İzmir eğlenceleri İstanbul gençlerini bile, bir kolayını bulup şehrimizde memuriyet almaya yöneltirdi..
Maliye, Dahiliye, Maden ve Ziraat müfettişleri teftişlerini bir türlü bitiremezlerdi !..
LÜTFÜ DAĞTAŞ'ın "İzmir Gazinoları" adlı kitabından derlenmiştir..
5 Ocak 2015 Pazartesi
KENT TARİHİNDEN İLGİNÇ NOTLAR..
İzmir'in en köklü ve en soylu ailelerinden gelen Ragıp Paşazade Mehmet Ali Bey'in İzmir Tarihi adlı eserinden bazı ilginç bölümleri sizlerle paylaşmak istedim..
Her şeyden önce yazarın şeceresi ilgimi çekti.. Sultan İkinci Mahmud'un Midilli'de öldürttüğü Katipzade Mehmet Bey'in yeğeni olan Ragıp Paşa'nın (1834-1924), 1871 doğumlu küçük oğlu.. Dedesi ise, Dellalbaşızade Mehmet Ali Ağa..
Ragıp Paşa aynı zamanda Latife Hanım'ın dayısı.. Gazi Mustafa Kemal, babası yurtdışında olduğu için, Latife Hanım'ı Ragıp Bey'den istemiş.. Yani notlarını paylaşacağım kişi ile Latife Hanım, kardeş çocukları oluyor.. Üzerine bir kitap yazılabilecek bu aileyi bir kenara bırakalım...
"Doğru kaynaklardan işittiklerime göre ; İzmir kenti vilayet merkezi olmasıyla şimdiki hükumet konağı, Mühendis Rufo'nun yaptığı plan uygulanarak ve merhum Salepçi Hacı Ahmet Efendi'nin denetiminde, 1881 yılında inşa ettirilmiş. Kemeraltı Caddesi, hükumetin yenilenmesi ve inşasından hayli yıl önce, Süleyman Paşa'nın valiliği döneminde, büyütülerek açılmış yol düzenlemesiyle Kemer köprüsüne kadar uzatılmış olmakla birlikte, Mezarlıkbaşı ve Kemer Kabristanları arasından geçmesi sırasında tereddüt ederek, korkup heyecan duyarak, ama yine de yaparak, mezarlık duvarlarını içeri çekip caddeyi biraz genişletmişlerdir. Mezarlığa tecavüz ve bunun da felakete neden olacağı inanışı ile, bütünüyle açılıp genişletilmesinden vazgeçilmiştir.. Hatta bu yolların yapım ve genişletilmesine bakan, o dönemin başarılı ve dürüst defterdarı, Sadrazam Ali Paşa'nın da adamlarından Ali Nihad Efendi'ye halk hayli beddua ve iftirada bulunmuştur. Garip bir rastlantı sonucu, bu zat, sonraları atandığı Bursa Defterdarlığı sırasında, Allah'ın cilvesi sonucu deli olup çıldırdığında, halk arasında, kabristanlara yapılan tecavüzün buna neden olduğu, hak ettiği cezayı bulduğu dedikodusu yayılmıştı.. Halkın elli yıl önceki kanı ve inanışı bugün bütün bütün değişmiş olmalı ki, (Birinci) Dünya Savaşı sırasında Mezarlıkbaşı'ndaki karşılıklı Büyük Mezarlık ile Kemer Kabristanları ,ie Hükumet Konağı karşısında, tramvay caddesinde Sulu Mezarlık ve Çorakkapı Kabristanları tamamıyla kaldırılıp yerlerine pazar yerleri, karakollar, yollar, sinemalar inşa edildiği ; Göztepe Caddesi'nde Bahri Baba Kabristanı yola, Yahudi Mezarlığı ; Milli Kütüphane, park ve gezi yerlerine dönüştürüldüğü halde tek bir kişi şikayet etmemiş, laf söyleyememiş ve görünürde de kimse çıldırmamıştır !..
"Kentin büyüklüğü ile orantılı geniş ve genel bir caddesi olmadığı dikkate alınarak, yine (Birinci) Dünya Savaşı sırasında (Haziran 1917) bir de bulvar açılmasına girişilmiştir. Bu bulvar Kasaba Demiryolu İstasyonu Fabrikası'ndan başlayarak Rıhtım'da Gümrük Dairesi önünde bitmek üzere 70 metre eninde düzenlenen plan gereği iki tarafında 20'şer metre arsa Şirket'e kalmak ve ortasında 30 metre yola çevrilmek üzere, Belediye adına Şirket tarafından kazılıp açılan yolun bugün dörtte üçü kazılmış arsa halinde ve bir bölümü henüz istimlak olunmayıp çarşı ve hanlardan oluşan eski haliyle yerinde durmaktadır.. Bulvarın açılmasından şehre büyük şeref geleceği doğal ise de işbu yola rastlayan binaların bütününün değer biçildiği altın lira yüz kuruş hesabıyla belirlenen bedelleri, daha sonra kağıt paranın geçer değeri ve gerçek fiyatının düşmesiyle mal sahiplerini zarara soktuğu ve haksız olarak Şirket'i zengin ettiği ; hükumet çıkardığı tahvillerin bedeli ve faizini 5 adet kağıt liranın bir altına eşit olduğunu resmen ve dolaylı olarak kabul ettiği halde Şirket bu yolu benimsememiş ve bu yüzden de pek çok kimseler zarara girmiş, işsiz ve yersiz kalmışlardır.."
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)