İlk olarak 1950 yılında, Mühendis Hilkat Bolulu tarafından kurulan İzmir Radyosu, Fuar döneminde yaptığı yayın ile işe başlamış, 47,62 m. 6300 Kilocycle dalga uzunluğu üzerinden yayın yapmıştır. Fuar sezonu bitince o da yayınını durdurmuştur !..
İzmirlilerin sürekli bir radyo istemeleri üzerine, Belediye Başkanı Rauf Onursal, Mühendis Hilkat Bolulu'dan radyoyu satın alarak belediye bünyesinde bir radyo kurulması için hükumetle yaptığı görüşmelerin sonucunda, Bakanlar Kurulu kararıyla, 16 Mart 1951'de İzmir Radyosu sürekli yayına başlamıştır. Trakya ve Ege bölgeleri de bu radyonun kapsamına alınmıştır..
1 Mart 1952'de ; anten gücünü artırmış, program içeriğini geliştirmiş, yeni stüdyolar ve kumanda teşkilatları ile donatılmış bir binada olmak üzere, Basın Yayın Genel Müdürlüğü'ne devredilmiştir..
İzmir Radyosu ; Müdür Ümit Halil Demiriz başkanlığında radyo programlarını geliştirmek için oldukça kısıtlı olanaklarla çalışmalar yapmıştır. Yerli elemanlar yetiştirmek amacıyla kurum bünyesinde akademik bir çalışma sistemi kurulmuş durumdadır..
Sabahları Edip Erten, Mehmet Kasabalı, Fikret Karahan, Ali Duyarlar gibi müzik hocaları tarafından solfej, nota, usul dersleri verilmekte ; öğleden sonra ise saat 14:00'e kadar, sonraki günün provaları yapılmaktadır.
Niyazi Erten Kuarteti (1960'lı yıllarda Faikbey'deki Gözümoğlu yazlık sinemasında, film öncesi program yapan Niyazi Erdem olabilir mi acaba ?..) ile Şefik Uyguner Triosu adında iki caz orkestrası bulunan İzmir Radyosu'nda Batı Müziği programı da hazırlanmaktadır..
Güzin Ergün, Müjgan Akçeli, Mürvet Güdücü, Güzide Çelebi, Güler Özgeçit, Fikret Karahan, Kemal Mısırlı, Alaattin Şensoy, Adem Özesiner, Emin Gündüz, İsmet Tarhun 1950'li yıllarda İzmir Radyosu'nda çalışan sanatçılardan bazılarıdır..
Klasik koro Cüneyt Orhon tarafından yönetilmekte ; ayrıca Mustafa Hoşsu yönetiminde Yurt Türküleri Korosu bulunmaktadır..
1954 yılında Arif Sami Toker'in radyonun müzik şefliğine atanmasıyla radyo programlarının niteliği daha da artmıştır.
Hızla gelişme kaydetmesine rağmen İzmir Radyosu henüz bütünüyle dinleyicilerin beğenisini kazanamamıştır. "Türkiye İktisadi Kalkınma Mecmuası"nın Temmuz 1956 sayısında, bir dinleyici radyoyu şöyle değerlendiriyordu :
"İzmir Radyosu, ne taraftan bakılsa, mahalli bir radyo olmaktan kurtulamamıştır. Bu durumdan biz İzmirliler şikayetçi miyiz ? Hayır !.. Şimdilik bizlere yetmekte. Tarihi 'Aydın Çukuru' onu bu haliyle benimsemiş görünmektedir. Zaten sesini duyurabildiği yurdumuzun kıyı bucağı onu bu mahalli havası içinde sevip dinlemeye çalışmıyor mu ? Gönül ister ki kendi en yakın muhitimizden bize ses veren bu radyo, bilhassa müzik alanında keşke daha da mahalli kalabilse.. Milli havalarımız pek zengin bir bölge olan şu muhiti, tam anlamıyla yansıtıp kucaklayabilse.. İzmir Radyosu bugün, böyle musikiye olanca ihtiyacıyla imkan verebiliyor mu ? Sanmıyoruz.. Çünkü mahalli müzik,o zengin hazine, radyomuz da aksine pek ilkel, pek öksüz, pek fakir bırakılmıştır.."
1950'li yıllarda devlet radyolarının giderek Demokrat Parti iktidarına hizmet eden bir kitle iletişim aracına dönüştürüldüğü bilinmektedir..Örneğin 1 Ekim 1958'den itibaren her haber bülteninde "Vatan Cephesi"ne katılanların adları okunmuştur. Bazen gelişigüzel isimlerin de uydurulduğu bilindiği için, "Vatan Cephesi uygulamaları sayesinde, 35 milyonluk Türkiye nüfusu 70 milyona yükseldi !.." esprileri yapılmıştır. Radyonun uygulamalarına tepki olarak birçok ilde "Radyo Dinlemeyenler Cemiyeti" kurulmuş ve radyolarını mühürleten insanlar da giderek artmıştır..
1960 askeri darbesinin ertesi, 30 Mayıs 1960'da, Ahmet Angın, "Demokrat İzmir" gazetesinde şunları yazmıştır :
"...Zaman oldu 'Vatan Cephesi' diye kafamı şişirdin, zaman oldu, mucize gösteren bir peygamber edasıyla ölüleri dirilttin, zaman oldu aynı edayla hayvanları insan gibi gösterdin ve en kötüsü zaman oldu ; ona, buna, şuna, bana, vatandaşa küfrettin. Ama üç gündür, seninle barışığız artık radyom.."
(HÜLYA GÖLGESİZ GEDİKLER'in "1950'li Yılların İzmiri" kitabından alıntılar yapılmıştır)